Üniversite Tercihleri Üzerine

Merhaba arkadaşlar... Bu yazımda bilimden ve teknolojiden değil üniversite tercihlerinden bahsedeceğim. Tercihler ile ilgili gelen temel sorulara topluca cevap verip daha çok kişiye ulaşsın istedim. Ayrıca gerçekleri yansıtmak istediğimden okuduklarınız çok toz pembe gelmeyecek. Olayın doğrusunu öğrenin ki enine boyuna, artı ve eksileriyle düşünüp öyle tercihinizi yapın.Sonradan hayaller/hayatlar olmanızı istemem. Umarım sizlere faydalı bir yazı olur ve kafanızdaki sorulara cevap bulursunuz. Başka sorunuz olursa yorum kısmına bırakabilirsiniz elimden geldiği kadar yardımcı olurum.



Önünüzde tercih kitapçıkları, elinizde kalemler liste yapmaya çalışıyorsunuz. Kafanız oldukça karışık. Önünüze gelen herkesin bir önerisi var (Evet evet... Komşularınız, bakkal amcanız, tanımadığınız akrabalarınızdan bahsediyorum.) Haklısınız, kolay değil işiniz. Her şey belirsiz ve siz kendiniz için en iyi olanı bulmaya çalışıyorsunuz. İnanın sizi çok iyi anlıyorum. Şimdi biraz sakin olun. Tüm o üniversiteleri, puanları, sıralamaları bir kenara bırakın. Birlikte en baştan bakalım.

- PUAN MI ÖNEMLİ SIRALAMA MI?

Sıralama. Çünkü okullar sizi istediğiniz lisans eğitiminin gerektirdiği sıralamanıza bakarak alır.  Puanlar her sene sınavın zorluk derecesine göre değişebilir. Bir sene zor olur diğer sene kolay olabilir. Puanlara bakarak yorum yapmak bu durumda çok doğru olmaz.  Ama sıralamaları genellikle aynıdır. Bu yüzden sıralamaları bakarak çıkarınca bulunmak daha kesin sonuçlara ulaştırabilir bizleri.  Bu nedenle istediğiniz bölümün hangi puanlama türüne göre öğrenci aldığına dikkat edin. Sıralama önemli mevzu. Amman dikkat! Sonra vay efendim neden tutmadı demeyin...

- MEZUNA KALMAK YA DA KALMAMAK

Evet... Puanınız ve sıralamanız geldi. Şöyle bir göz ucuyla baktınız. İstediğiniz yer oluyorsa bu paragrafı atlayın hemen. Diyelim ki, içinize sinmedi sıralamanız. "Mezuna mı kalsam acaba?" fikirleri beyninizi turlamakta. Öncelikle o duyduğunuz vay efendim kızın teki mezuna kalıp tıp kazanmış hikayeleri göründüğü gibi değil. Mezuna kalmak çok fazla azim ve kararlılık ister. Sürekli konuları tekrar ettiğiniz okulunuz artık olmayacak. Tüm gün evde kalacaksınız. Televizyon, telefon, oyunlar varken canınız çalışmak istemeyecek. Saçma sapan şeyler bile ilginizi çekip zamanınızı çalacak. Moraliniz bozulacak. (Dost acı söyler gençler. Hiç suratınızı asmayın bana. Hayata realist bakın. Daha az üzülürsünüz. Bu da benden size tavsiye)  Bu gibi şeyler varken "Yok ben günde 5 saat ders çalışırım, sabah erken kalkar testimi de çözer, konumu da çalışırım. Ben kararlıyımdır." diyorsanız buyurun mezuna kalın. Onun dışında tavsiye etmem. Sonra daha da düşük yaparsanız ya da bir değişiklik olmazsa üzülürsünüz.Gözlemlerim bu yönde oldu. Dediğiniz gibi yukarı çeken insanları da gördüm ama dediğim gibi o kadar düzenli çalıştılar ki. Ben olsam göze alamazdım, almadım da.  Ama baktınız sıralamanız hiç kurtarmıyor o zaman kendinizi motive edin ve bir sene daha çalışın. Koskoca insan hayatında 1 senenin çok bir önemi yok emin olun. Yeter ki içinize sinen bir yere gidin.

- İSTEMEDİĞİM YERE GİTSEM AMA SONRA YATAY GEÇİŞ FALAN YAPSAM OLUR MU?

Biraz gülmedim değil. Ah canlarım keşke öyle kolay olsa. Yatay geçiş ciddi anlamda yüksek ortalamalar istiyor. Daha yeni bir çevreye girmişken, üniversite hayatını keşfetmeye başlamışken, hayatınızda duymadığınız dersleri aldığınızda da o ortalamayı 4 üzerinden en az 3 yapmak oldukça zor oluyor. Ama moral bozmayın düzgün çalışırsanız yapılamayacak bir ortalama değil. Yeter ki isteyin. Ayrıca yatay geçiş kontenjanları çok kısıtlı. Türkiye geneli ortalaması en az 3 olan (ki başvuranların çoğu 3 ün çok üstünde) bir sürü insan başvuracak ama sadece 2-3 kişiyi alacaklar. Bu yüzden yatay geçişe bel bağlamayın derim.

- AİLEMİN İSTEDİĞİ YERE Mİ GİDEYİM?

Aileniz tabii ki sizin için en iyi olanı istiyor. Lakin bazen zorlamalar olabiliyor. Şunu yaz, bunu yaz, bu bölüm iyi gibi gibi. Size ailenizi kulak ardı edin demeyeceğim. Çünkü onların da görmüş geçirmişlikleri var ve o tecrübelerle sizin için en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Kulak ardı etmeyin ama istemediğiniz bir bölüme de kesinlikle gitmeyin.Yıllarınız boşa geçer, zar zor derslerinizi verirsiniz ve en sonunda üniversite mezunu işsiz kervanına katılırsınız. Kendi başınıza hareket etmeyin. Gerekirse öğretmenlerinize durumu açıklayın ve ailenizle konuşmalarını sağlayın. Aileniz sizi okuturken maddi manevi bir sürü emek sarf ediyor. Onların emeğine de yazık. Bu yüzden onlara davranış olarak ters gitmeyin. Orta yolu bulmaya çalışın.

- HANGİ BÖLÜME GİTMELİYİM?

Bence bunu anlamanın en iyi yolu kafanızda istediğiniz meslekleri oluşturun ve bu bölümleri okuyan, okuyup iş sahibi olan insanlarla konuşup notlar alın. Neden önerirsiniz veya neden önermez siniz? Bu mesleğin bana uygun olup olmadığını nasıl anlarım? İş hayatında ne gibi sıkıntılar çekerim? Kendimi ne şekilde geliştirmem gerekir? gibi soruları sorun. Bunları bir deftere not alın. Aklınızdaki her bölümü tek tek artılar/eksiler şeklinde yazın. Sonra kendi kafanızdaki ideal mesleğin nasıl olması gerektiğini,  artı ve eksileriniz yazın. Bunları karşılaştırın. Size en uygun olanı zaten ortaya çıkacaktır.


Sıkmamak adına yazı bu kadar olsun. Başka kafanıza takılan mesleklerle ilgili her şeyi bana mail atabilir yada yorum olarak bırakabilirsiniz. İnşallah sizin için en iyisi olur. Nasıl mutlu olacaksanız o olur. Amin.

Bitirmeden önce sizinle bir arkadaşımın üniversite tercihleri hakkındaki, oldukça yararlı bulduğum videosunu paylaşmak istiyorum. Aleyna, YouTube kanalını yeni açtı. Videosunu beğenip, kanalına abone olarak destek olabilirsiniz. Benden bu kadar. Sözü ona bırakıyorum, ben kaçtım :)